"Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler", kokusu ile "Avrupada'ki tüm saraylardan eşsiz" gibi bir çok tarihi cümle ile bizlerin akıllarında yer eden Versailles.Nasıl Gidilir?
Saray adını aldığı Versaille kasabasında bulunmaktadır. Bulunduğumuz yer olan St Michel Notre Dame metro durağından C2 hattını kullanarak gittik. Yaklaşık yarım saat sürüyor.
Kasaba oldukça sakin ve küçük. Kalabalığı takip ederek kolayca Sarayı bulabiliyorsunuz. Sizi nasıl bir ihtişamın karşılayacağı giriş bölümünden belli oluyor. Giriş için biraz sıra bekleyerek biletlerimizi alıp içeriye girdik.
Ayrı ayrı dekorasyona sahip bir çok oda bulunmaktadır. Hepsinin ortak özelliği ihtişam ve sanat. Tavanlarda eşsiz resimler bulunuyor bakmaya doyamıyorsunuz.
Her zaman olduğu gibi zamanı verimli kullanmak için burada da gezi planı yapmanız gerekiyor. Girişte harita alabiliyorsunuz. Ben öncelikle Şapel'i gezmekten başladım, daha sonra Opera Salonu ve odalar şeklinde devam ettim. En önemli kısım olan Aynalar Galerisi'ne daha çok vakit ayırdım.
Saray iç dekorasyonu kadar bahçe dekorasyonu ile de ünlü. Bahçe'nin içine doğru yürüdüğünüzde ilk olarak Güneş Tanrısı Apollon'un arabasını görüyorsunuz. Haç şeklinde büyük bir kanal olarak tasarlanmış olan bu bahçe o kadar büyük ki tamamını gezmek için bisikletler ya da küçük arabalar bulunuyor. Tercihinize göre yürüyebilir ya da bu araçları kullanabilirsiniz. Bahçe'nin bazı bölümlerinde "minik köşk"ler bulunuyor. Dedikoduyu sevmem ama bu köşkler ile ilgili çeşitli rivayetler var :) Bahçe'nin peyzajı mükemmel aynı boyutta çimler, ağaçlar sizi büyülüyor.
Hediye/hatıra almak isterseniz hem müzenin içinde hem de dışında mağazalar var.
Versailles'den aynı metro hattını kullanarak geri dönebilirsiniz. Yalnız saatlerine dikkat etmeniz gerek. Şehir içi metro hatları kadar sık geçmiyor ve tabi ki kalabalık oluyor. Her zaman dediğim gibi verimli bir gezi için tüm detayları planlamanız gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder